22 Temmuz 2019 Pazartesi

Köpekler İlk Tarımcı İnsanlarla Birlikte Nişasta Sindirebilmeye Başladı


Tarım yapmak sadece insan topluluklarında devrim yaratmadı; tarım aynı zamanda en eski dostumuz köpeklerin de genomunu değiştirdi.
Yapılan yeni bir araştırma, 7000 yıl önce köpeklerin oldukça fazla buğday ve darı tükettiğini, buna bağlı olarak nişasta sindiren genlerin ek kopyalarını geliştirdiklerini ortaya çıkardı. Ayrıca bu adaptasyon, onların bizim yanımızda kalmalarını sağladı.


Köpeklerdeki genetik evrimin insanlardakiyle paralel ilerlediğini belirten evrimsel genetikçi Peter Savolainen, tarım ile beraber nişasta yemeğe başladığımızı, hem bizim hem de köpeklerin bu değişime uyum sağladığını söylüyor.
İnsanların tarım yapmaya başlaması ile köpeklerin genomunun değişimi arasında kurulan bağlantının ilk ipuçları üç sene önce ortaya çıktı. Bu araştırmada İsveç’in Uppsala Üniversitesi’nden evrimsel genetikçi Erik Axelsson ve ekibi, köpeklerin nişastayı sindirmeye yardımcı olan genlerinin kurtlardan çok daha fazla olduğu ortaya çıkmıştı.
Fransa’dan paleogenetikçi Morgane Ollivier, bu genetik değişimin ne zaman ortaya çıktığını merak ediyordu. Axelsson ve ekibiyle bir araya gelen Ollivier, Avrasya’daki bazı arkeolojik alanlarda bulunan 13 kurt ve köpeğin kemik ve dişlerinden Antik DNA ayrıştırdı. Royal Society Open Science’ta yayımlanan yeni araştırmada, Avrupa ve Türkmenistan’daki sekiz arkeolojik alandan alınan köpek kalıntıları incelendi.
8000 ila 4000 yıl önce yaşamış köpeklerden alınan DNA örnekleri, avcı toplayıcı atalarımızın tarıma başladığı zaman köpeklerin de nişasta sindirme kabiliyetine kavuştuğunu gösteriyor.
Dr. Ollivier, bu örneklerin hiçbirini avcı toplayıcı buluntu yerlerinde bulamadıklarını, bu yüzden bunu erken tarımcı topluluklarda ilişkilendirdiklerini söylüyor.
Dr. Ollivier, “Bu muhtemelen, tarımsal bağlamda insan artıklarıyla beslenen köpekler için önemli bir seçici avantaj oluşturmuştur. Bu olay, tarım ile beraber hem insanların hem de köpeklerin paralel evrimine iyi bir örnek.” diyor.
Bilim insanları köpeklerin kurtlardan ne şekilde ayrıldığı konusunda bölünmüş durumda. Bir grup bilim insanı avcı toplayıcı atalarımızın avlanmak ve korunmak için kurtları kullandığını, böylece zamanla eğitilerek evcilleştiklerini iddia ediyor.
Diğer bir grup ise, kurtların evcilleşmesinin çok daha sonra, kurtlar tarım yapan insan yerleşimlerinden yiyecek çalmaya ve onlarla yaşamaya başladıkları zaman gerçekleştiğine inanıyor.
Fakat yapılan bu yeni araştırma, köpeklerin çiftçi insanlar ile birlikte evcilleştiği düşüncesini destekliyor. Araştırmaya göre köpekler, yiyecek çalmak için insan yerleşim bölgelerine sızdıklarında ve aşamalı olarak insan diyetine uyum sağladıkları zaman evcilleşti.
Daha önce yapılan bir araştırma, modern köpeklerin nişasta sindirmeye yarayan genlerini olduğunu ve bu özelliğin onları kurtlardan ayıran bir özellik olduğunu ortaya koymuştu.
Köpekler yaklaşık olarak 15.000 yıl önce kurtlardan ayrıldı. Fakat insanlar ile köpeklerin ilişkisinin tam olarak ne zaman başladığı hala şüpheli.
Bazı bilim insanları ise köpeklerin evcilleştirilmesinin tarih boyunca birçok kez gerçekleştiğini söylüyor.

Science Mag, BBC
Makale: http://www.nature.com/hdy/journal/v117/n5/full/hdy201648a.html

Köpek Soy Ağacı, Köpek Çeşitliliğinin Gizli Geçmişi Ortaya Çıkarıyor

Köpek türlerinin birbirleriyle nasıl ilişkili olduğunu gösteren genetik harita, köpeklerin kökeni hakkında birçok bilgi veriyor.

Köpeklerin evcilleştirilmesi uzun zaman önce yaşandı ve muhtemelen farklı bölgelerde farklı zamanlarda gerçekleşti. F: Dayna Dreger / Cell Reports.
160’tan fazla köpek türünü kapsayan yeni bir soy ağacı, insanoğlunun en yakın arkadaşının gizli geçmişini ortaya çıkarıyor ve hatta köpek genom çalışmalarının insan hastalıkları araştırmalarına nasıl yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Cell Reports dergisinde yayımlanan bir makalede bilim insanları bu güne kadarki en kapsamlı haritalardan birini oluşturabilmek için köpek türleri arasındaki ilişkiyi izleyip 1.436 köpeğin genomunu inceledi. Harita, modern cinsleri yaratmak için insanların melezlediği köpek türlerini gösteriyor ve köpekgillerin, eğitim köpeği ve çoban köpeği gibi benzer işlevleri görmek için çiftleştirildiğini açığa çıkarıyor.

Günümüzdeki evcik köpek türlerinden birkaçı. F: Matt Cardy/Getty
Aynı işlevi gören köpekler aynı kökene sahip olmak zorunda da değiller. Yapılan analiz, aynı zamanda antik bir köpek türünün, Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’ya varmasından binlerce yıl önce insanlarla beraber Amerika’ya ulaşmış olabileceği ihtimalini veriyor.
Bu yeni çalışma, köpeklerin nasıl sınıflandırıldığını bilen köpek sahiplerine ve yetiştiricilerine sürpriz olabilir. Bethesda, Maryland’deki ABD Ulusal Sağlık Enstitüsünde (NIH) bir biyolog ve bu çalışmadaki araştırmacılardan biri olan Heidi Parker, “Bütün eğitim köpeklerinin veya çoban köpeklerinin akraba olduklarını düşünebilirsiniz ama durum böyle değil.” diyor.
Köpek ırklarının genetik analizini temsil eden bu diyagram, geçmiş göçlerin çoklu ırkların karıştırılmasına yol açtığını ortaya koyuyor. F: NIH Dog Genome Project
Genetikçiler geçmişteki çoban köpeği soyunu haritalandırmaya çalışırken, bunu çok doğru bir şekilde yapamadılar. Parker ve NIH’de bir biyolog ve bu çalışmadaki bir araştırmacı olan Elaine Otsrander, çoban köpeklerinin seçici çiftleştirme sayesinde birçok farklı zaman ve mekanda ortaya çıktığını söylüyor.
Ostrander, “Geçmişe baktığımızda, bu durum mantıklı geliyor. Bizonları güden bir köpekte istediğiniz özellikler dağ keçileri için farklı olacaktır ve bunlar da koyunlar için farklı olacaktır.” diyor.

Amerika’ya Geliş

Çalışmadaki çiftleştirmelerin birçoğu, Avrupa ve Asya’dan gelen köpeklerden oluşuyor. Fakat evcilleştirilmiş köpekler binlerce yıl önce Amerika’ya geldiler ve bu da insanların Alaska ve Sibirya’yı bağlayan Bering kara köprüsünü geçtikleri zamana denk geliyor. Bu Yeni Dünya köpekleri daha sonra, Avrupalı ve Asyalı köpekler Amerika kıtasına vardıklarında yok oldular. Araştırmacılar modern Amerikan türlerinin DNA’sı için de bu antik köpekgillerin genetik kalıntılarını aradılar. Fakat şu ana kadar çok az kanıtları vardı.

Bu evrim ağacı, köpek ırkları arasındaki ilişkileri gösteriyor. F: NIH Dog Genome Project
İki Güney Amerika cinsinin, Peru tüysüz köpeği ve xoloitzcuintli (Meksika tüysüz köpeği) soy ağaçlarında bir araya toplanma şekli, Ostrander ve Parker’a bu hayvanların başka cinslerde bulunmayan genleri paylaşabilecekleri fikrini verdi. Parker bu genlerin Kolomb’un varışından önce Amerika kıtalarındaki köpeklerden geldiğini düşünüyor.
California Üniversitesi, Los Angeles’ta (UCLA) evrimsel biyolog olan Bob Wayne, “Bence modern köpek türlerinin oluşması hakkındaki bakış açımız tarihsel olarak tek yönlüydü. Bu sürecin derin bir tarihi mirasa sahip olduğunu dikkate almadık.” diyor.
Bu durum avcı toplayıcı zamanlardaki köpekgillerin evcilleştirilmesinin ilk dönemine kadar uzanıyor. Ostrander ve Parker köpek türlerinin iki ana çeşitlendirme dönemine girdiğini düşünüyor. Bundan birkaç yüz yıl önce, köpekler fiziksel beceriler için çiftleştirilmişken, binlerce yıl önce köpekler becerileri için seçildiler.

Muhtemelen Kızılderililerin atalarıyla beraber Bering kara köprüsünden geçerek Amerikaya ulaşmış köpeklerin soyundan gelen bir köpek türü xoloitzcuintli (Meksika tüysüz köpeği). F: Penny Inman
Wayne, “Bunun gibi bir durumu ineklerde veya kedilerde asla bulamazsınız. Bu şekilde yoğun ve kasıtlı çiftleştirmeyi köpeklerden başka hiçbir şeyle yapmadık.” diyor.
Son çalışma, evcilleştirilmiş köpeğin tarihini anlamak için araştırmacılara yardım etmesine rağmen Ostrander, Parker ve diğer meslektaşlarının yaptığı gibi bir veri tabanı oluşturmanın birkaç pratik sebebi var. Bir tanesi evcil hayvanların hastalıklarını teşhis etmede yardımcı olabilmesi. Diğer sebeplerden biri ise insan hastalıkları üzerine yapılan çalışmalara yardımcı olması.
Köpekler ve insanlar, epilepsi gibi bazı benzer hastalıklardan muzdarip olabilirler. İnsanlarda, hastalıkları etkileyen yüzlerce gen bulunabilir. Fakat, Ostrander’in dediğine göre köpek türleri genetik olarak izole oldukları için her köpek türü epilepsiyle alakalı bir veya iki gen taşıyabilir.
“Köpekleri araştırarak her geni bireysel olarak inceleyebiliriz. Bu çok daha etkili.”
Nature.com. 25 Nisan 2017
Makale: Parker, H. G., Dreger, D. L., Rimbault, M., Davis, B. W., Mullen, A. B., Carpintero-Ramirez, G., & Ostrander, E. A. (2017). Genomic Analyses Reveal the Influence of Geographic Origin, Migration, and Hybridization on Modern Dog Breed Development. Cell Reports, 19(4), 697-708.


Antik DNA’ya Göre Köpeklerin Evcilleşme Süreci Bir Kerede Gerçekleşti

Köpeklerin evcilleşmesinin nasıl ve ne zaman gerçekleştiğine dair süregelen tartışmalara yeni bir yaklaşım da henüz sonuçlanmış yeni bir genetik araştırmadan geliyor: insanlar ve köpekler arasındaki uzun süreli dostluğa yalnızca tek bir deneme neden olmuş olabilir.


Antik köpeklere ait yeni veriler, köpeklerin 20.000 ila 40.000 yıl önce kurtlardan farklılaştığını gösteriyor. Araştırmacılar, sonrasında köpeklerin yaklaşık 17.000 ila 24.000 yıl önce genetik açıdan farklı iki ayrı doğu ve batı grubunu oluşturduğunu hesapladılar. Bu zamanlama ve diğer genetik veriler köpeklerin sadece bir kez evcilleştirildiğine işaret ediyor.
Bu fikir geçen yıl ortaya atılan ve Avrupa ile Doğu Asya’daki köpeklerin farklı şekillerde evcilleştirildiğini ve Asya köpeklerinin nihayetinde Avrupa’daki köpeklerin yerini aldığını öne süren hipotez ile tezat oluşturuyor.
Bilim insanları, köpeklerin kurtlardan geldiğini kabul etmekle birlikte, köpeklerin evcilleştirilmesinin nerede, ne zaman ve –nesilden nesile aktarılarak- kaç aşamada gerçekleştiğinin son birkaç yılda birçok kez yeniden düşünülmüş olduğunu belirtiyorlar.
Yapılan bu yeni çalışma için “köpek kökenlerini tekrar tek bir zamana ve tek bir yere yerleştiriyor ve bu gerçekten oldukça önemli” diyor Stokholm Kraliyet Teknik Üniversitesi’nden evrimci genetik uzmanı olan ve köpeklerin Doğu Asya kökenli olduğu fikrinin savunucularından Peter Savolainen, ve ekliyor: “Tek bir köken var ve o da Avrupa’da değildi”.
Bu çalışmada, Almanya’daki Herxheim’da bulunan 7000 yaşında bir köpeğin ve yine Almanya’daki Kiraz Ağacı Mağarası’nda (Kirshbaumhöle olarak da bilinir) bulunan 4.700 yıllık bir köpeğin gen haritası ve genomları incelendi. Bilim insanları ayrıca, daha önceki bir araştırmada iki evcilleştirme olayı ortaya koyan ve İrlanda’daki Newgrange’de bulunan 4,800 yaşında bir köpeğe ait DNA verilerini de analiz ettiler.

Almanya’daki Kiraz Ağacı Mağarası’nda bulunan 4.700 yaşındaki bir köpeğin kafatası (merkez çubuğunun sağında). Kafatası, köpeklerin yalnızca bir kez evcilleştirildiğini gösteren yeni bir genetik çalışma ile analiz edildi. F: Timo Seregely
New York Stony Brook Üniversitesi’nden evrimci genetik uzmanı ve araştırma ortak yazarlarından Krishna Veeramah, köpeklerin birden fazla ve farklı şekillerde evcilleştirildiği iddiası için olağanüstü kanıtlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Ayrıca, antik köpeklerin eksiksiz gen haritasının da daha sade bir öykü önerdiğini aktaran Veeramah “Verilerimizin hepsini sadece bir evcilleştirme olayı ile açıklayabiliriz” diyor.
Veeramah ve meslektaşları, doğu ve batı köpekleri arasında bir ayrımın olduğunu ancak bu bölünmenin büyük olasılıkla evcilleştirmeden sonra gerçekleştiğini düşünüyor. Modern Avrupa köpekleri, kıtadaki Taş Devri köpekleri ile ortak miraslarını hala paylaşıyorlar; bu da tüm yavruların farklı bir şekilde evcilleşmiş Asya köpeklerinin Avrupalı benzerlerinin yerini alması fikrinden ziyade tüm köpeklerin ortak bir kaynaktan geldiğine bir ipucu teşkil ediyor.
Veeramah, bu yeni verilerin de birden çok evcilleştirme olduğu teorisini tamamen çürütmediğini sadece daha yalın bir şekilde tek bir olaya daha basit bir açıklama sunduğunu ve ayrıca insanlar ile köpeklerin nerede –en iyi arkadaş- olduğunu göstermediğini belirtiyor. DNA verilerinden oluşturulmuş bir soy ağacı, günümüzdeki Güneydoğu Asya ırklarını bu soy ağacındaki en erken dala yerleştirerek Asya’da bir kökeni işaret eder ancak Veeramah’a göre bir köpek ırkı’nın günümüzdeki yeri köpeklerin 20.000 yıldan daha uzun süre önce nerede evcilleştirildiğini yansıtmayabilir.
Çifte evcilleştirmeyi öneren ekip ise köpeklerin tek bir kaynaktan geldiğine ikna olmuş değiller. Oxford Üniversitesi’nden evrimci genetik uzmanı olan Greger Larson’a göre, bu yeni çalışma sadece genetik verilere dayanıyor ve arkeolojik kanıtları hesaba katmıyor.
Larson “Ortada somut bir delil ya da doğrudan bir çelişki yoktur, bizim ikili köken hipotezimiz, yalnızca tek bir kaynak olduğu hipotezindeki gibi yine olasılıklar arasındadır.” diyor. Araştırmacılar, bu olasılıkların hangisinin geçerli olduğunu birden fazla farklı yerden daha yaşlı köpekleri analiz edinceye kadar, kesin olarak bilemeyecekler.
Çalışma verileri, erken melezlerin, nişastayı kurtlardan daha iyi sindirebilme yeteneğini geliştirdiklerinden ve bu sayede erken tarımcıların çöp yığınlarından tahıl yeme imkânlarından dolayı evcilleşmiş olabileceklerine dair yakın zamanda önerilen bir fikre de meydan okuyor. Önceki bir araştırmada, günümüz köpeklerinin, nişastanın parçalanmasına yardımcı olan bir enzim üreten AMY2B geninin birçok kopyasına sahip oldukları bulunurken, kurtların ise yalnızca iki kopyaya sahip olduğu bulunmuştu.
Yeni araştırma, iki antik Alman köpeğinin de AMY2B’nin iki kopyasına sahip olduğunu, Newgrange köpeğinde ise üç kopya olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu köpekler evcilleştirilme aşamasından binlerce yıl sonra yaşadıklarından, elde edilen bulgular ilk evcil köpeklerin kurtlardan nişastayı sindirmek için daha iyi donatılmış olmadığını da ortaya koyuyor. Ancak Veeramah, bu antik köpeklerin daha sonradan amilaz geni kopyalanmasını mümkün kılan diğer genetik varyantlarının olduğunu da belirtiyor. Ancak bunun da tam olarak ne zaman oldu belli değil.
Science News. 18 Temmuz 2017.
Makale: Botigué, L. R., Song, S., Scheu, A., Gopalan, S., Pendleton, A. L., Oetjens, M., … & Bobo, D. (2017). Ancient European dog genomes reveal continuity since the early Neolithic. Nature Communications, 8.





Evcil Köpeklere Dair En Eski Kanıtlar Sibirya Adasında Bulundu




Sibirya’nın Zhokhov adasında 9000 yıl önce yaşayan insanların, kızak çekmesi için köpekleri evcilleştirdiği anlaşıldı.
Günümüzden bir Sibirya Husky’si
Sibirya’nın Zhokhov adasında yaşamış olan avcı toplayıcılar oldukça atılgan bir topluluktu. 9000 yıl önce Rus anakarasının 500 km kuzeyinde hayvan derisinden yaptıkları çadırlar ile yılın her mevsimi soğuk olan bölgede yaşamayı başardılar ve ateşli silahlar olmadan kutup ayısı avlayabiliyorlardı.
Son yapılan araştırmalar ise bu topluluğun bir şeye daha öncülük etmiş olabileceğini gösteriyor: Zhokhov adası sakinleri belli bir amaç için köpekleri yetiştiren ilk insanlar olabilir. Bölgede bulunan köpek kemikleri üzerinde yapılan analizler, köpeklerin kızak çekmek için yetiştirilmiş olabileceğine işaret ediyor.
Smithsonian Enstitüsü Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde arkeozoolog Melinda Zeder, yapılan çalışmanın sonuçları için “Oldukça ikna edici ve heyecan verici.” diyor.  Bulgular, insanların ilk etapta neden köpekleri evcilleştirdiklerini açıklamaya yardımcı olabilir.

Pilutko ve ekibinin kazı alanında yürüttüğü çalışmalardan bir kare. F: Science
Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden arkeozoolog Angela Perri “Bu çalışmalar insan-köpek ilişkisindeki boşlukları dolduruyor, hatta evcilleştirmenin kendisini açıklıyor.” diyor.
Bugün bir ada olan Zhokhov, her zaman bir ada değildi. Tarihöncesi insanlar o bölgede yaşarken ve deniz seviyeleri henüz yükselmeden Sibirya’ya bağlıydı. Bu kopuş yaşanmadan önce kutup ayısı avlayan Zhokhovlular binlerce kilometrelik geniş ova alanını çoğunlukla geyik avlağı olarak kullanmaktaydı. Rus Bilim Akademisi’nden Vladimir Pitulko, “Taşımacılık için araçlara ihtiyaçları vardı.” diyor.
1989 yılından beri Vladimir Pitulko tarafından sürdürülen kazılarda daha önce pek çok kez köpek kemikleri ile ahşap kızak kalıntıları bir arada bulunmuştu. Fakat şu ana kadar köpeklerin bu amaca hizmet ettiğine dair net bir kalıntıya rastlanmamıştı.
Nihayetinde Pitulko aradığı kanıtları bulmayı başardı. Rus Bilim Akademisi’nden Aleksey Kasparov, Sibirya kurtu ile yapılan yapısal karşılaştırmalar sonucunda şu ana kadar bulunan kemiklerin kurt köpek karışımı olduğunu belirtti. Analizlerle iki önemli oran incelendi: burun yüksekliğinin kafatası uzunluğuna oranı ve kranyum yüksekliğinin kafatası uzunluğuna oranı. Bu oranlarla örneklerin gerçekten köpek olduğu doğrulandı. Özellikle bir tanesi ise kurt-köpek meleziydi. Yani varılan sonuçlar doğrultusunda köpeklerin evcilleştirilmiş olduğu anlaşıldı.

1856 yılından Sibirya’dan kızak çeken köpeklere dair bir illustrasyon. F: Science
Ekibin yaptığı bir diğer çalışmada ise, Zhokhov köpeklerinin neye benzediklerini anlayabilmek adına 11 farklı köpeğe ait kemikler incelendi. Sonuçlara göre bu köpeklerin 10 tanesi yaklaşık 16-25 kg arasında değişen bir ağırlıktaydı ve bugünkü  Sibirya Huskie’lerine benzer bir görüntüleri vardı.
Araştırmacıların bu konu üzerine yaptıkları çalışmalar, Journal of Archaeological Science dergisinde  yayımlanacak. Geriye kalan ve kurt-köpek melezi olduğu düşünülen diğer köpek ise, diğerlerinden farklı olarak yaklaşık 29 kilo ağırlığındaydı ve Alaska Kurdu’na benziyordu.
Pitulko, iyi kızak köpeklerinin tipik olarak 20-25 kilogram ağırlığında olduğunu, çünkü kızak çekmek için gerekli olan enerjiye sahip olabileceklerini söylüyor. Daha büyük köpekler, kızak çekerken yüksek derecede ısınma sorunu yaşayabilir. Pitulko, Zhokhov sakinlerinin muhtemelen küçük köpekleri kızak için yetiştirdiklerini ve kutup ayılarını avlamak için daha büyük köpek yetiştirmiş olabilecekleri sonucuna varıyor. “Bu hayvanları özel bir şeyler yapmak için şekillendiriyorlardı.”

Adada bulunan köpek kafataslarından biri. F: Science
Araştırmacılar eğer bu durumu evcilleştirme olarak ele alırsak, bir amaç için bilinen en eski evcilleştirme örneklerinin bunlar olduğunu söylüyor. Bir sonraki en yakın örnek muhtemelen yaklaşık 7000 yıl önce Yakın Doğu’da yetiştirilen köpeklerdi.
Ancak bu köpeklerin birbirinden oldukça farklı ağırlıklarda olması, sıkı kontrollü yetiştirme fikrine karşı çıkıyor.
Perri, “Bence farklı türde köpekler -ve belki de kurtlar bile- birbirleriyle çiftleşerek, rastgele yavrular üretiyorlardı. İnsanlar ise bu yavrular arasından iyi kızak çekebilecek olanları seçiyordu. Bu durum, yine de bir cins üzerine odaklanıldığını gösteriyor.” diyor.
Bulgular, ilk etapta köpeklerin neden evcilleştirildiğine ışık tutabilir. Bilim insanları, bunun ne zaman gerçekleştiği konusunda anlaşamamış olsa da, son araştırmalar en az 15.000 yıl önce olduğunu öne sürüyor. Bu dönem, Dünya’nın ısınmaya başladığı, mamut gibi büyük türlerin yok olduğu ve ren geyiği gibi küçük av hayvanlarının doğal ortamda çoğalmaya başladığı zamana denk geliyor. Köpekler bu küçük avları avlamaya yardımcı olabilir ve hatta insanların onları takip etmeleri için bir araç olabilir.


Günümüzden bir Alaska Kurtu
Pitulko, “Bu dönemden öncesinde insanların köpek sahibi olmak için geçerli bir nedeni yoktu. Onlara gerçekten ihtiyacımız olduğunda onları dönüştürdük. Bugün evcil tilkilerin olmamasının nedeni, onları kullanacak bir alan bulamamamız. Köpeklerle iki taraflı bir ilişki kurduk ve onları ihtiyacımız olan hayvanlar olarak şekillendirdik. Bu gerçek bir evcilleştirmeydi” diyor.
Zeder de bu fikre katılıyor. Zeder’in kendi çalışması, erken insanların kamp alanlarında tilkilerden porsuklara kadar birçok hayvanın barındığına ve hatta bu hayvanların evcilleşmiş olabileceğine işaret ediyor.
Geçen yıl yayımlanan bir başka araştırmada, köpeklerin hem Avrupa’da hem de Doğu Asya’da evcilleştirilmiş olabileceği sonucuna ulaşılmıştı. Yeni çalışmalar, bu fikre karşı çıkmıyor, ancak ilk köpeklerin Arktik’te de önemli bir rol oynamış olabileceğini öneriyor. Pitulko, köpeklerin bu bölgede bağımsız olarak evcilleştirilmiş olabileceğini düşünüyor.
Sciencemag. 26 Mayıs 2017.

İnsanlar 14.000 Yıl Önce Hasta Köpeklerine Bakıyordu











Almanya’da, 14.000 yıllık ve şimdiye kadar bilinen en eski evcil köpek mezarı bulundu. Yeni bir araştırmaya göre, insanlar yaklaşık 14.000 yıl önce hastalanan evcil köpekleri ölene kadar haftalarca onlarla ilgileniyordu.


Mezarda bulunan genç köpeğin dişleri ve çenesi. Bu köpek muhtemelen gençlik hastalığına yakalanmıştı. C: Pütz Martin, Jürgen Vogel, Ralf Schmitz/LVR-LandesMuseum Bonn
Öldükten sonra bir köpek, başka bir köpeğin kalıntılarıyla ve aynı zamanda yetişkin bir erkek ve kadınla gömülmüştü. Bu da, hem evcil bir köpeğin en eski mezarı, hem de insanlarla birlikte gömülen en eski köpek mezarı olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, bu bulgunun, köpeğin genç, hasta ve muhtemelen eğitimsiz olmasına rağmen, insanlarla yine de duygusal bir bağa sahip olduklarını gösterdiğini söylüyor. Bu durum, köpeğin neden iki insanla birlikte gömüldüğünü de açıklayabilir.
Mezarın kendisi 1914 yılında Almanya’nın batısındaki Bonn’un bir banliyösü olan Oberkassel’de bulundu. Şimdiye kadar araştırmacılar bu mezarda iki insan ve yalnızca bir köpek kalıntısı olduğunu düşünüyorlardı. Ancak mezardaki köpek kemiklerine yapılan yeni analizler, burada aslında iki köpeğin gömülmüş olduğunu gösterdi: Yaşlı bir köpek ve morbillivirüs ya da gençlik hastalığı olarak bilinen bir hastalığa sahip daha genç bir köpek.

Araştırmanın baş yazarı Luc Janssens, genç olan köpeğin öldüğünde yaklaşık 28 haftalık olduğunu söylüyor. Yapılan diş analizi, yavrunun yaklaşık 3-4 aylıkken hastalığa yakalandığını gösterdi. Ayrıca bu köpek, her biri 6 hafta süren iki ya da üç kere ciddi hastalık dönemine girmişti.
Köpeklerdeki gençlik hastalığı, üç aşamalı ciddi bir hastalık. Virüs bulaşmış köpeklerde ilk hafta yüksek ateş, iştahsızlık, kuruma, yorgunluk, ishal ve kusma belirtileri görülebilir.
Gençlik hastalığına yakalanmış köpeklerin %90’ı, tıkanmış burun, gırtlak iltihabı ve zatürre yaşayabildikleri ikinci aşamada ölürler. Üçüncü aşamada, köpekler nöbetler de dahil nörolojik problemlerle karşılaşırlar.
Gençlik hastalığı için günümüzde bir aşı var, ancak aşılanmamış köpeklerin yanı sıra kaplanlar ve Amur leoparları da bu virüsten ölebiliyor.
Araştırmacılar, 14.000 yıllık bu köpek hakkında şöyle diyor: “Hastalığın şiddeti göz önüne alındığında, yoğun bir insan bakımı almadıkça bu yavrunun muhtemelen hemen ölmüş olması gerekirdi. Bu bakım muhtemelen köpeği ishal, idrar, kusmuk ve tükürükten temiz tutmaktan oluşuyordu. Ayrıca bakıma yiyecek ve su da dahildi.”
Janssens, “Hastalık halindeyken bu köpeği çalışacak bir hayvan olarak herhangi bir pratik kullanımda kullanamazlardı. Köpeklerin, sahipleri olduğu varsayılabilecek insanlarla birlikte gömüldüğü gerçeği ile birlikte, bu, 14.000 yıl kadar önce insanlarla köpekler arasında benzersiz bir bakım ilişkisi olduğunu ileri sürüyor.” diyor.
Köpeklerle gömülmüş insanlarda da bazı tıbbi problemler görüldü. Yaklaşık 40 yaşlarındaki adamın daha sonradan iyileşmiş, biri köprücük kemiği biri kol kemiği olmak üzere iki kemiği vardı. Bu erkek ve yanındaki yaklaşık 25 yaşlarındaki kadında, diş hastalıkları da belirlendi.
Mezarda ayrıca bir kemik iğne, kanada geyiği boynuzundan yapılmış bir kanada geyiği heykelciği, bir ayının penis kemiği ve alageyik dişi de dahil olmak üzere çeşitli eserler bulundu.
Bu bulgular, şimdiye kadar bilinen en eski evcil köpek mezarı olsa da, bundan başka da köpek mezarları bulunmuştu. Ortadoğu’da 11.600 yıl öncesine tarihlenen, İskandinavya’da 8.500 ila 6.500 yıl öncesine tarihlenen, Illinois’de 8.000 yıl öncesine tarihlenen köpek mezarları da biliniyor.

Live Science. 9 Şubat 2018.
Makale: Janssens, L., Giemsch, L., Schmitz, R., Street, M., & Van Dongen, S. (2018). A new look at an old dog: Bonn-Oberkassel reconsidered. Journal of Archaeological Science.

Yeni Dünya’nın Bilinen En Eski Evcil Köpekleri 10.000 Yıllık Çıktı








Bu köpekler yaklaşık 10.000 yıl önce, yani daha önce düşünülenden 1.500 yıl önce yaşamışlardı. C: Del Baston, Center for American Archaeology
Illinois’de yer alan 10.000 yıllık iki farklı insan yerleşiminde üç köpek mezarı ortaya çıktı. Bu da köpeklerin Amerikalardaki bilinen en eski evcil köpekler olduğunu gösteriyor.
Amerikan Arkeolojisi Derneği’nin yıllık toplantısında konuşma yapan zooarkeolog Angela Perri, köpek kemiklerine yapılan radyokarbon tarihlerinin, düşünülenden 1500 yıl öncesini gösterdiğini açıkladı.
Önceki yaş tahminleri, hayvanların mezarlarından birinde bulunan yanmış odunların radyokarbon analizine dayanıyordu. Bugüne kadar, Teksas bölgesinde insanların yemiş olduğu belirlenen yaklaşık 9.300 yıllık köpek kalıntıları, Amerika’daki köpeklerin en eski fiziksel kanıtıydı.
Perri, Ortabatı bölgelerindeki antik köpeklerin, aynı zamanda köpeklerin dünyada bilinen en eskitekil gömülmelerini temsil ettiğini söylüyor.
Almanya’nın Bonn-Oberkassel bölgesinde yaklaşık 14.000 yıl önce gömülmüş bir köpek, iki insanla birlikte bir mezara gömülmüştü. Amerika’daki köpeklerin kendi mezarlarına gömülmüş olması, bu hayvanların eski insanlar tarafından yüksek saygı gördüğünü gösteriyor.
Perri’ye göre, üç köpeğin iskeletleri üzerindeki taş alet kesiklerinin olmaması, onların insanlar tarafından öldürülmediklerini, doğal nedenlerden öldüklerine işaret ediyor.
Bazı araştırmacılar, Amerika’ya ilk gelen insanların, köpeklerin sürdüğü kızaklarla geldiğini öne sürüyor. İnsanlar Güney Amerika’ya en az 15.000 yıl önce ulaşmışlardı. Yani insanlar Illinois’deki Koster ve Stilwell II arkeolojik alanlara köpeklerini gömmeden çok daha önce.
İnsanların Güney Amerika’ya karadan mı yoksa kıyıdan mı geldikleri tam olarak net değil. Ancak Kuzey Amerika’nın kuzeybatısında, yani Asya’dan bir kara köprüsüyle Yeni Dünya’ya girmiş olabilecek en eski yerleşimcilerin geçtiği bölgede hiçbir köpek kalıntısı bulunamadı. Perri, ya bu insanların hiçbir köpeği olmadığını, ya da onlar ve tüylü yoldaşlarının kara köprüsünde kaldıklarını, muhtemelen iki büyük buz tabakası tarafından engellendiklerini söylüyor.
Perri, “Bizi ilk olarak Yeni Dünya’ya köpeklerin çektiğine inanmak istesek de durum böyle olmayabilir.” diyor.
Genetik kanıtlar, Asya’dan Kuzey Amerika’ya insan göçünün yaklaşık 11.500 yıl önce meydana geldiğini ve insanların güneydeki Büyük Ovalar’a buzsuz bir koridordan geçtiğini ileri sürüyor. Perri, bu insanların muhtemelen Amerika’ya köpek getirdiğini söylüyor.
Perri ve meslektaşları, 1970’lerde Koster arkeolojik alanında kazılmış üç köpek ve 1960 yılında Stilwell II’de ortaya çıkarılmış bir köpek kalıntısı üzerinde çalıştı. Bu arkeolojik alanlar, Illinois’de birbirine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta.
Perri’nin ekibi, Stilwell II köpeğinin ve bir Koster köpeğinin alt çenelerinin ve dişlerinin günümüzkurtlarıyla benzerlik gösterdiğini buldu. Başka bir Koster köpeğin çenesi, günümüzde bazı antik melezlenmeyi yansıtan günümüz çakallarıyla bazı özellikler paylaşıyordu..
Yapılan yeni bir genetik analiz, 10.000 yıllık Illinois köpeklerini, daha sonra tüm Kuzey Amerika’yı kaplayacak tek bir soyda konumlandırıyor. Köpeklerin kökenleri tartışmalı, ancak 20.000 yıl öncesine dayanıyor olabilir.
Kaliforniya Üniversitesi’nden hücre biyoloğu Kelsey Witt Dillon’a göre, Koster ve Stilwell II hayvanları da dahil olmak üzere, eski Amerikan köpekleri ortak bir genetik atayı paylaşıyorlardı. Bu ata, yakından ilişkili bir Sibirya köpeği popülasyonundan ayrıldıktan 1000 yıl sonra, yani günümüzden 15.000 yıl önce ortaya çıktı.
Perri’nin de içinde bulunduğu Dillon’ın ekibi, 10.000’den 800 yıl öncesine kadar, 20’nin üzerinde Kuzey Amerika arkeolojik alanından, köpeklere ait 71 tam mitokondriyal genom ve yedi nükleer genomu araştırdı. Mitokondriyal DNA tipik olarak anneden miras alınır, oysa nükleer DNA her iki ebeveynden gelir.
Dillon, bu eski köpeklerin genetik planının çoğunun günümüz köpeğinde bulunmadığını söylüyor. Sadece az sayıda ABD ve Asya köpeği, eski Amerikan köpekleriyle anne atalarını paylaşıyor, bu da en az birkaç yüz yıl önce başlayan Avrupalı ırkların Amerika’ya girmesini öneriyor.

Science News. 16 Nisan 2018.