15 Eylül 2019 Pazar

4.000 Yıl Önce Köpekler Ritüelistik Olarak Gömülüyordu




Solda, Bòbila Madurell nekropolünde, insan iskeletleri arasında anatomik olarak bütün haldeki bir köpek kalıntısı. Sağda, La Serreta’da kısmen anatomik bütünlükteki yetişkin köpek kalıntıları. C: UB-UAB


4.000 Yıl Önce Köpekler

 Ritüelistik Olarak Gömülüyordu

İber Yarımadası’nın kuzeydoğusundaki Neolitik topluluklar, yaklaşık 4.000 yıl önce yaygın olarak köpekleri ritüelistik olarak gömüyordu.

Kuzeydoğu İber Yarımadası’nın Neolitik toplulukları, Güney Avrupa’dan gelen Çukur Mezar kültürüyle (4200-3600 yıl önce) birlikte, köpeklerin kurban edilmesi ve gömülmesiyle ilgili tören faaliyetlerine başladı.
Katalonya’da kaydedilen yüksek orandaki kanıtlar, bunun genel bir uygulama olduğunu öne sürüyor ve insanlar ile bu hayvanlar arasındaki sıkı ilişkiyi kanıtlıyor. Bu hayvanlar, insanlarla birlikte gömülmenin yanısıra, aynı zamanda insanlarla benzer bir diyete sahipti.
Bu, İber Yarımadası’ndaki Orta Neolitik’in kutsal ve mezarlık alanlarındaki köpeklerin varlığını tanımlamak ve anlamak için yeni veriler sağlayan ve insanlar ve bu hayvanlar arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmanın sonucu.

Çalışmada, Barselona bölgesindeki dört arkeolojik alandaki törensel yapılarda ve mezarlıklarda bulunan 26 köpeğin kalıntıları incelendi. Ayrıca, sahipleriyle ilişkisinin diyetlerine etkisini anlamak gibi diğer yönlerini belirlemek için 18 tanesine izotopik analiz yapıldı.
12 ila 18 yaş arasında olanlara oranla köpeklerin çoğunluğu 1 ay ile 6 yaş arasındaydı ve ortalama 40 ve 50 santimetre yüksekliğinde homojen boyutlara sahipti.
Bunların bir kısmı yakınlardaki mezarlarda ayrı olarak bulunmasına ve bir tanesi mezar odasının girişinde bulunmasına rağmen, çoğunlukla insanlarla birlikte veya insanların yakınında dairesel mezarlara gömülmüştü.
Köpek iskeletleri anatomik bütünlük olarak yarı bütün haldeydi. Kemik kırılmaları veya bağırsakları çıkarma gibi manipülasyon veya yırtıcı belirtilerine dair izler yoktu. Sadece bir çocuğun yanında bulunan bir köpek iskeleti bütün haldeydi.
Araştırmanın baş yazarı Silvia Albizuri, “Bir yaşına kadar olan genç hayvanları seçmek, kurban etmede bir kasıt olduğunu ileri sürüyor. Bunun insanların yemesi için olduğunu düşünebilmemize rağmen, insanlara yakın gömüldükleri gerçeği, ölüm ve cenaze töreni ritüeliyle doğrudan bir ilişki olduğunu gösteriyor.” diyor.
“Ek olarak bu hipotez, o dönemde, Güney Fransa veya Kuzey İtalya gibi köpeğe sembolik bir değer veren kültürel bir etki alanında bulundukları gerçeğiyle de tutarlı.”
Tahıl ve sebzeler açısından zengin, insanların kontrol ettiği bir diyet
Kalıntıların izotopik incelemesi ve insanlar ve diğer otçul hayvanların diyetleriyle karşılaştırılması, bu hayvanların çoğunun diyetinin, mısır ve sebze gibi yüksek miktarda tahıl varlığına sahip insanların diyetine benzer olduğunu gösteriyor.
İki yavru ve iki yetişkin köpeğin beslenmesinde temel vejetaryen ve sadece birkaç tanesinde hayvansal protein bakımından zengin bir diyet vardı.
Eulàlia Subirà, “Bu veriler, köpekler ve insanlar arasında yakın bir birliktelik olduğunu ve muhtemelen, sebzelere dayalı bir diyet durumunda açık olan belirli bir beslenmenin hazırlandığını gösteriyor. Muhtemelen bunu güvenlik konusundaki görevlerini daha iyi kontrol edebilmek ve yiyecek aramak için harcayacakları zamandan kazanmak için yapmış olmalılar. Bu yönetim, hayvanların boyutlarının homojenliğini açıklar.” diyor.
Az çalışılmış hayvanlar
Tarih öncesi yapılarda köpeklerin varlığı yaygın değil, bu da köpeklerin evcil hayvanlar arasında az çalışılmış bir grup olmasına neden oluyor. Mezarlardaki varlıkları ise daha da az. Bu nedenle bu iskeletlerin bu çalışmada olduğu gibi anatomik bağlantıda bulunmasının istisnai olduğu düşünülüyor.
İber Yarımadası’nda daha eskiye tarihlenen bireysel köpek mezarları bulunmuştu, ancak daha sonraki dönemlere ait cenaze töreni ile ilgili genel bir uygulama olarak belgelenmişti. Bu ritüel gitgide yayıldı ve Demir Çağı’na kadar yüzlerce yıl boyunca sürdü.
Yemek konusunda ise Fransa, Anadolu ve Çin’de bazı karışık diyet vakaları olan sadece birkaç çalışma var.
Eulàlia Subirà, “Son zamanlarda, köpeklerin nişasta ve yağ sindirimi için kilit bir işlevi olan on geni olduğunu gördük. Bu da karbonhidratları sindirmeyi, ataları olan kurtlardan daha verimli şekilde yapmalarını sağlıyordu. Çalışmamız, Neolitik dönem boyunca köpeklerin pek çok sebze ile beslenmeye başlandığı sonucuna ulaşmaya yardımcı olmakta.” diyor.
Çalışma, köpeklerin Neolitik nüfus ekonomisinde, sürülere ve yerleşimleri koruyarak önemli bir rol oynadığı fikrini pekiştiriyor. Bu durum onları, insanların ölümüne eşlik eden ya da cenaze törenlerinde kullanılmış sembollere dönüştüren hayati bir ilişkiye yol açmış olabilir.

University of Barcelona. 19 Şubat 2019.
Makale: Albizuri, S., Nadal, J., Martín, P., Gibaja, J. F., Cólliga, A. M., Esteve, X., … & Subirà, M. E. (2019). Dogs in funerary contexts during the Middle Neolithic in the northeastern Iberian Peninsula (5th–early 4th millennium BCE). Journal of Archaeological Science: Reports, 24, 198-207.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder