Evcilleştirmenin Tarihine Kısa Bir Bakış
Evcil hayvanlar birçoğumuzun hayatına bir zaman, bir yerde dokunmuştur. Bin yıllardır günlük yaşantımızın bir parçası olarak bizlerle birlikte yaşamlarını sürdürüyorlar. Kimilerimiz onları uzaktan sevmeyi seçse de; kimilerimiz için onların olmadığı bir hayatı düşünmek pek de mümkün değil.
Peki; evleri, sokakları, şehirleri, dünyayı paylaştığımız; avlanmadan, korunmaya ve hatta terapiye kadar pek çok noktada bizi asla yalnız bırakmayan dostlarımızın; biz insanlarla yaşamaya ne zaman ve nasıl başladığını hiç düşündünüz mü? Hayvanlar, ilk kez ne zaman ve ne amaçla evcilleştirildi? Doğal yaşam alanlarını ve özgürlüklerini terk edip, vahşi doğalarından sıyrılıp, bizlerle yaşamaya nasıl uyum sağladılar? Yaşam koşullarındaki köklü değişimler hayvanların ruhsal ve fiziksel yapılarını nasıl etkiledi? Evcilleştirilen ilk hayvan hangisi? Tüm bu soruların cevapları için gelin evcilleştirmenin tarihine birlikte göz atalım.
Evcilleştirmeye Dair İlk İzler
İnsanoğlu hayvan evcilleştirilmesine bundan yaklaşık 12 bin yıl önce Ortadoğu'da başlamıştır.
Bilim insanlarının yaptığı çalışmalar, hayvanların evcilleştirilmesine dair ilk adımların, Neolitik Çağ’da, yani bundan yaklaşık 12 bin yıl önce, Ortadoğu'da atıldığını gösteriyor. Evcilleştirmeye dair en eski kanıtlar, Filistin ve Suriye’nin içinde bulunduğu bölgeyi işaret ediyor. Neolitik dönemde yaşayan insanlarının avcılık yeteneklerinin son derece gelişmiş olduğu ve neolitik dönemin kaynaklar açısından bakıldığında, bolluk içerisinde geçtiği bilgisine ulaşmak, kısa bir araştırmayla mümkün oluyor.
Yani; neolitik dönemde yaşayan insanlar, beslenme ihtiyaçlarını avcılık özellikleri sayesinde hayvanlar olmaksızın da sağlayabiliyorlar. Bu durum evcilleştirme düşüncesinin beslenme ihtiyacına dayalı olarak ortaya çıktığı tezini çürütüyor.
Bir diğer fikir; evcilleştirmenin tarihinin, ulaşım amacıyla başladığı yönünde. Göçler sırasında ulaşım amacıyla evcilleştirilen at, eşek gibi hayvanların olduğu biliniyor. Ancak hayvanların bu amaçla ilk olarak evcilleştirilmesi çok daha yakın bir tarihi M.Ö. 3000’leri işaret ediyor.
Kısacası, eldeki bulgular ışığında, evcilleştirme düşüncesinin ilk olarak hangi amaçla ortaya çıktığına dair net bir sonuca varmak, ne yazık ki; mümkün değil.
Evcilleştirilen İlk Hayvanlar: Köpekler
İnsanlar tarafından evcilleştirilen ilk hayvanlar, sadık dostlarımız köpekler.
Yapılan araştırmalar, vahşi kurtların, avcıların izini sürerek, avcı grupların geride bıraktığı artıklarla beslendiklerini, zaman içinde onlarla birlikte avlanmaya başladıklarını gösteriyor. Avcılar, bir süre sonra kurt yavrularını yaşadıkları mağaralara taşıyorlar, onları emziriyorlar ve kurtların evcilleştirmesi yolunda ilk adımlar böylelikle atılmış oluyor.
Bilim insanlarına göre 38 köpek türü Bozkurt genlerini taşıyor. Günümüzdeki pek çok köpek türünün atalarını ise, bozkurttan geldiği düşünülen bu 38 köpek türü oluşturuyor.
Evcilleştirme Süreci Hayvanları Nasıl Etkiliyor?
Vahşi hayvanlar doğal yaşam koşullarında, barınma, beslenme, üreme gibi ihtiyaçlarını kimseye bağımlı olmaksızın, karşılar ve yaşamlarını kendi başlarına sürdürürler. Evcil yaşama adapte olan hayvanlar tüm bu ihtiyaçları için insana bağımlı hale gelirler ve tüm ihtiyaçlarını insanın denetiminde karşılarlar.
Yapılan araştırmalar, evcilleştirme süreçlerinin hayvanların anatomik yapılarını etkilediğini ve bazı yeteneklerinin zaman içinde ortadan kaybolmasına yol açtığını gösteriyor. Bu konuya köpekler ile vahşi ataları olan kurtlar arasındaki farklardan yola çıkarak açıklık getirmek mümkün.
Köpeklerin beyinleri, vahşi ataları olan kurtlara oranla, %34 daha hafif . Köpek dişlerinin kurt dişlerine oranla çok daha küçük olduğu, koku alma duyuları kurtlara göre daha gelişmişken; işitme duyularının kurtlarınkinden çok daha zayıf olduğu biliniyor. Kurtlar vahşi doğada, tüm vahşi hayvanlar gibi kendilerine yetebiliyorken; günümüzde köpekler, beslenme ve barınma ihtiyaçları için insanlardan yardım almak zorunda kalıyor. Yalnızca köpeklerin değil evcilleştirilen pek çok hayvanın yön bulmak ve denge sağlamak için kullandıkları kuyruk ve kulaklarının zaman içinde işlevini yitirmeye başladığı görülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder