10 Eylül 2019 Salı

Gizemli İndus Halkı, Modern Güney Asyalılarla İlişkili Çıktı



Antik DNA’sı günümüz Güney Asya popülasyonlarına bağlantılar gösteren İndus Vadisi Medeniyetinden bir bireyin iskeleti. C: Vasant Shinde

Antik DNA, gizemli İndus Vadisi uygarlığının, günümüzde modern Güney Asyalılarla genetik olarak bağlantılı olduğunu ortaya koydu.


Yaklaşık 5.000 yıl önce ölen ve Hindistan Rakhigarhi yakınlarındaki bir mezarlığa gömülen tek bir kişiden alınan aynı gen dizileri, aynı zamanda komşu tarım bölgelerinden büyük göçler olmadan, İndus Vadisi’nin bağımsız olarak tarıma geçtiğini öne sürüyor.
Antik İndus Vadisi Medeniyeti’ndeki ilk defa bir kişiden herhangi bir DNA bilgisi alınabildi. Bu da araştırmacıların bu medeniyeti hem komşularına hem de modern insanlara bağlamasına olanak sağladı.

İndus Vadisi veya Harappa medeniyeti, MÖ 3300 ile 1300 yılları arasında, Antik Mısır ve Mezopotamya ile çağdaş olarak günümüzde Afganistan, Pakistan ve kuzeybatı Hindistan bölgelerinin kapsadığı bölgede gelişmişti. İndus Vadisi halkı, büyük şehir merkezleri, standart ağırlık ve ölçü sistemleri ve hatta drenaj ve sulama sistemleri ile etkileyici bir şekilde gelişmiş bir medeniyet oluşturdu.
Yine de, bu karmaşıklığa rağmen, arkeologlar medeniyet hakkında Antik Mısır veya Mezopotamya’nınkinden çok daha az şey biliyorlar, çünkü İndus Vadisi yazı sistemi henüz çözülmedi.

İndus Vadisi veya Harappa Uygarlığı’nın haritası. Analiz için antik DNA elde edilen mezarın yeri olan Rakhigarhi mavi renkle vurgulanmış. C: Vasant Shinde

Zorlu DNA
Çalışmanın yazarlarından Vagheesh Narasimhan, İndus Vadisi’nden antik DNA elde etmenin çok büyük bir zorluk olduğunu söylüyor. Çünkü sıcak ve nemli iklim DNA’yı hızlı bir şekilde bozma eğiliminde.
Narasimhan ve meslektaşları Rakhigarhi mezarlığındaki 61 kişiden DNA elde etmeye çalıştı ve yalnızca birisinde başarılı oldular. Bir mezarda çömleklerin ortasındaki bir kadına ait olan bu iskelet, başı kuzeye, ayakları güneye doğru gömülmüştü.
Antik gen dizilerinden ilk açığa çıkan şey, İndus Vadisi sakinlerinin bazılarının genetik bir dizilimle günümüz Güney Asyalılarıyla ilişkili çıkması oldu.

Narasimhan, “Tüm modern Güney Asyalıların soylarının yaklaşık dörtte üçü ila üçte ikisi bu İndus Vadisi bireyiyle ilişkili bir nüfus grubundan geliyor.” diyor.
İndus Vadisi’ndeki bireyin nereden geldiği ise daha zor bir soru. Ancak genler, yüksek oranda tarım yapan İndus halkının, şu an İran’ın batısındaki tarımcı komşularıyla yakından ilişkili olmadığını öne sürüyor.
Narasimhan, “Dünyanın bu bölgesindeki çiftçiliğin gelişmesi ile dünyanın bu bölgesindeki insanların hareketleri arasındaki farklı ilişkileri inceleyebildik.” diyor.
Narasimhan, “Çiftçilik ilk olarak yaklaşık 10.000 yıl önce Orta Doğu’nun Bereketli Hilalinde başladı. Kimse oradan tam olarak nasıl yayıldığını bilmiyor. Tarım, belki de gezginler tarafından gözlemlenerek dünyanın dört bir yanındaki bölgelerde bağımsız bir şekilde mi ortaya çıktı? Yoksa çiftçiler yeni tarım yaşam tarzlarını göç ederek başka bölgelere mi taşıdı?” diyor.
Avrupa’daki genetik kanıtlar ikincinin doğru olduğunu ortaya koyuyor: İlk çiftçiler Güney Avrupa’ya tarımı tanıttılar, sonra kuzeye gittiler ve her yere tarımı getirdiler.
Ancak yeni İndus Vadisi genetik kanıtı Güney Asya’daki farklı bir hikayeye işaret ediyor. Araştırmacılar, İndus Vadisi bireylerinin genlerinin, İran’da ve Bereketli Hilal’deki diğer tarım kültürlerinden MÖ 8000’den önce ayrıldığını tespit etti.
Narasimhan, “Dünyanın hemen her yerindeki çiftçiliğin ortaya çıkışından önceki bir zamanda ayrışmışlar.” diyor. Başka bir deyişle, İndus Vadisi bireyi, dolaşan Bereketli Hilal çiftçilerin soyundan gelmiyordu. Ya kendi başına çiftçilik geliştiren ya da basitçe fikri komşulardan ithal eden bir medeniyetten geliyordu.
Narasimhan, hem göçün hem de fikirlerin çiftçiliğin yayılması için makul bir yol olduğunu ve yeni araştırmaların her ikisinin de gerçekleştiğini öne sürdüğünü söylüyor: Avrupa’da göçler, Asya’da fikirler etkili olmuştu.

Eski DNA’yı elde edilen İndus Vadisi iskeletinin başının yanında kırmızı bir kap bulundu. C: Vasant Shinde

Karmaşık popülasyonlar
Araştırmacılar ayrıca İndus Vadisi bireyini, onun çağdaşlarına bağlamaya çalıştı. Science dergisinde yayınlanan ortak bir makalede araştırmacılar, son 8.000 yıl boyunca Güney ve Orta Asya’da yaşayan 523 kişiden Antik ve modern DNA verilerini bildirdi. Şaşırtıcı bir şekilde, bu kişilerin 11 tanesi (hepsi İndus Vadisi dışından) İndus Vadisi bireyiyle yakından eşleşen genetik verilere sahipti. Bu 11 kişinin de kendi bölgeleri için sıradışı gömülme biçimleri vardı. Genetik ve arkeolojik veriler birlikte değerlendirildiğinde, bu 11 kişinin İndus Vadisi Medeniyeti’nden diğer yerlere göç ettiklerini ima ediyor.
Ancak yeni araştırmada yer almayan, İndus Valley Medeniyeti’nde uzmanlaşmış bir arkeolog olan Jonathan Mark Kenoyer, bu sonuçların geçici olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.
Arkeolojik kanıtlar, İndus Vadisi şehirlerinin birçok farklı bölgeden insanlar tarafından doldurulan kozmopolit yerler olduğunu gösteriyor, bu nedenle bir kişinin genetik yapısı, popülasyonun geri kalanıyla uyuşmuyor olabilir. Ayrıca, ölü gömme işlemi, ölüleri yakma işinden daha az yaygın bir yoldu.
Kenoyer, “Öyleyse mezarlıklardan ne bilgi alıyorsak, İndus kentlerinin eski nüfuslarını değil, bu şehirlerde yaşayan bir topluluğun sadece bir bölümünü temsil ediyor.” diyor.
Kenoyer’e göre, İndus bireyi ve diğer bölgelerde bulunan 11 potansiyel göçmen birbiriyle ilişkili olsa da, insanların ve genlerinin hangi yönde hareket ettiğini göstermek için daha fazla Antik DNA örneğine ihtiyaç var.
Narasimhan, dünyanın dört bir yanından insanların bir araya geldiği İndus Vadisi şehirlerini günümüz Tokyo veya New York’u ile karşılaştırarak daha fazla veri için bu ihtiyacı tekrarlıyor. “Antik DNA bu karmaşık toplumları anlamak için bir araç.”

Live Science. 6 Ekim 2019.
Makale: Vasant Shinde, Vagheesh M. Narasimhan, Nadin Rohland, Nick Patterson et al. 2019. An Ancient Harappan Genome Lacks Ancestry from Steppe Pastoralists or Iranian Farmers. Cell.


Makale: Nathan K. Schaefer, Beth Shapiro. 2019. New middle chapter in the story of human evolution. Science.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder