Bu köpek kafatasının iç kulak kemiklerinden alınan DNA, araştırmacıların köpeklerin köken hikayelerini çözmelerine yardımcı oluyor. Kafatası yaklaşık 4.700 yaşında ve Almanya’daki Kiraz Ağacı Mağarası’nda bulundu. F: Amelie Scheu
Antik DNA’ya Göre Köpeklerin Evcilleşme Süreci Bir Kerede Gerçekleşti
Köpeklerin evcilleşmesinin nasıl ve ne zaman gerçekleştiğine dair süregelen tartışmalara yeni bir yaklaşım da henüz sonuçlanmış yeni bir genetik araştırmadan geliyor: insanlar ve köpekler arasındaki uzun süreli dostluğa yalnızca tek bir deneme neden olmuş olabilir.
Antik köpeklere ait yeni veriler, köpeklerin 20.000 ila 40.000 yıl önce kurtlardan farklılaştığını gösteriyor. Araştırmacılar, sonrasında köpeklerin yaklaşık 17.000 ila 24.000 yıl önce genetik açıdan farklı iki ayrı doğu ve batı grubunu oluşturduğunu hesapladılar. Bu zamanlama ve diğer genetik veriler köpeklerin sadece bir kez evcilleştirildiğine işaret ediyor.
Bu fikir geçen yıl ortaya atılan ve Avrupa ile Doğu Asya’daki köpeklerin farklı şekillerde evcilleştirildiğini ve Asya köpeklerinin nihayetinde Avrupa’daki köpeklerin yerini aldığını öne süren hipotez ile tezat oluşturuyor.
Bilim insanları, köpeklerin kurtlardan geldiğini kabul etmekle birlikte, köpeklerin evcilleştirilmesinin nerede, ne zaman ve –nesilden nesile aktarılarak- kaç aşamada gerçekleştiğinin son birkaç yılda birçok kez yeniden düşünülmüş olduğunu belirtiyorlar.
Yapılan bu yeni çalışma için “köpek kökenlerini tekrar tek bir zamana ve tek bir yere yerleştiriyor ve bu gerçekten oldukça önemli” diyor Stokholm Kraliyet Teknik Üniversitesi’nden evrimci genetik uzmanı olan ve köpeklerin Doğu Asya kökenli olduğu fikrinin savunucularından Peter Savolainen, ve ekliyor: “Tek bir köken var ve o da Avrupa’da değildi”.
Yapılan bu yeni çalışma için “köpek kökenlerini tekrar tek bir zamana ve tek bir yere yerleştiriyor ve bu gerçekten oldukça önemli” diyor Stokholm Kraliyet Teknik Üniversitesi’nden evrimci genetik uzmanı olan ve köpeklerin Doğu Asya kökenli olduğu fikrinin savunucularından Peter Savolainen, ve ekliyor: “Tek bir köken var ve o da Avrupa’da değildi”.
Bu çalışmada, Almanya’daki Herxheim’da bulunan 7000 yaşında bir köpeğin ve yine Almanya’daki Kiraz Ağacı Mağarası’nda (Kirshbaumhöle olarak da bilinir) bulunan 4.700 yıllık bir köpeğin gen haritası ve genomları incelendi. Bilim insanları ayrıca, daha önceki bir araştırmada iki evcilleştirme olayı ortaya koyan ve İrlanda’daki Newgrange’de bulunan 4,800 yaşında bir köpeğe ait DNA verilerini de analiz ettiler.
New York Stony Brook Üniversitesi’nden evrimci genetik uzmanı ve araştırma ortak yazarlarından Krishna Veeramah, köpeklerin birden fazla ve farklı şekillerde evcilleştirildiği iddiası için olağanüstü kanıtlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Ayrıca, antik köpeklerin eksiksiz gen haritasının da daha sade bir öykü önerdiğini aktaran Veeramah “Verilerimizin hepsini sadece bir evcilleştirme olayı ile açıklayabiliriz” diyor.
Veeramah ve meslektaşları, doğu ve batı köpekleri arasında bir ayrımın olduğunu ancak bu bölünmenin büyük olasılıkla evcilleştirmeden sonra gerçekleştiğini düşünüyor. Modern Avrupa köpekleri, kıtadaki Taş Devri köpekleri ile ortak miraslarını hala paylaşıyorlar; bu da tüm yavruların farklı bir şekilde evcilleşmiş Asya köpeklerinin Avrupalı benzerlerinin yerini alması fikrinden ziyade tüm köpeklerin ortak bir kaynaktan geldiğine bir ipucu teşkil ediyor.
Veeramah, bu yeni verilerin de birden çok evcilleştirme olduğu teorisini tamamen çürütmediğini sadece daha yalın bir şekilde tek bir olaya daha basit bir açıklama sunduğunu ve ayrıca insanlar ile köpeklerin nerede –en iyi arkadaş- olduğunu göstermediğini belirtiyor. DNA verilerinden oluşturulmuş bir soy ağacı, günümüzdeki Güneydoğu Asya ırklarını bu soy ağacındaki en erken dala yerleştirerek Asya’da bir kökeni işaret eder ancak Veeramah’a göre bir köpek ırkı’nın günümüzdeki yeri köpeklerin 20.000 yıldan daha uzun süre önce nerede evcilleştirildiğini yansıtmayabilir.
Çifte evcilleştirmeyi öneren ekip ise köpeklerin tek bir kaynaktan geldiğine ikna olmuş değiller. Oxford Üniversitesi’nden evrimci genetik uzmanı olan Greger Larson’a göre, bu yeni çalışma sadece genetik verilere dayanıyor ve arkeolojik kanıtları hesaba katmıyor.
Larson “Ortada somut bir delil ya da doğrudan bir çelişki yoktur, bizim ikili köken hipotezimiz, yalnızca tek bir kaynak olduğu hipotezindeki gibi yine olasılıklar arasındadır.” diyor. Araştırmacılar, bu olasılıkların hangisinin geçerli olduğunu birden fazla farklı yerden daha yaşlı köpekleri analiz edinceye kadar, kesin olarak bilemeyecekler.
Çalışma verileri, erken melezlerin, nişastayı kurtlardan daha iyi sindirebilme yeteneğini geliştirdiklerinden ve bu sayede erken tarımcıların çöp yığınlarından tahıl yeme imkânlarından dolayı evcilleşmiş olabileceklerine dair yakın zamanda önerilen bir fikre de meydan okuyor. Önceki bir araştırmada, günümüz köpeklerinin, nişastanın parçalanmasına yardımcı olan bir enzim üreten AMY2B geninin birçok kopyasına sahip oldukları bulunurken, kurtların ise yalnızca iki kopyaya sahip olduğu bulunmuştu.
Yeni araştırma, iki antik Alman köpeğinin de AMY2B’nin iki kopyasına sahip olduğunu, Newgrange köpeğinde ise üç kopya olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu köpekler evcilleştirilme aşamasından binlerce yıl sonra yaşadıklarından, elde edilen bulgular ilk evcil köpeklerin kurtlardan nişastayı sindirmek için daha iyi donatılmış olmadığını da ortaya koyuyor. Ancak Veeramah, bu antik köpeklerin daha sonradan amilaz geni kopyalanmasını mümkün kılan diğer genetik varyantlarının olduğunu da belirtiyor. Ancak bunun da tam olarak ne zaman oldu belli değil.
Science News. 18 Temmuz 2017.
Makale: Botigué, L. R., Song, S., Scheu, A., Gopalan, S., Pendleton, A. L., Oetjens, M., … & Bobo, D. (2017). Ancient European dog genomes reveal continuity since the early Neolithic. Nature Communications, 8.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder