DİYOJEN ; FIÇININ İÇİNDEKİ BİLGE...Özgürlük nedir?
Zamanınızı istediğiniz gibi kullanabilme iradesi mi ? Sanırım bu durumda hiç birimiz yeterince özgür değiliz.
En başta çoğumuz çalışmak zorundayız.
Çünkü isteklerimiz var; para, mevki, kariyer, ev, araba.... İstediklerimizi elde etmek için zamanımızı, dolayısıyla özgürlüğümüzü veriyoruz.
Peki özgürlüğümüzün karşılığında, mutluluğumuzu alabiliyor muyuz?
Bu durumda; isteklerini, yalnızca yaşamasına yetecek düzeye indirgeyen, böylelikle zamanına hükmederek, özgürlüğünü elinde tutan Diyojen, gerçek mutluluğu bulmuş mudur acaba ?
Felsefesini, bizzat kendi yaşam biçimi ile özdeşleştiren, Sokrates'ten sonraki bir diğer filozof da (M.Ö.412-M.Ö.323) Diyojen'dir.
Aslında hayat hikayesinde felsefesine tezat ironik bir başlangıç vardır.
Bir yunan kolonisi olan Sinope (Sinop)'ta doğan filozofun babası, kuyumcu ve sarraftır, dolayısıyla,hayatını sefalet içinde tüm maddi gereksinimlerini minimuma indirerek yaşamayı seçen bir filozofun, başlangıçta zengin bir aileye mensup olduğu anlaşılmaktadır.
Babasının nüfusunun olması ya da siyasi nedenlerden dolayı bir iftira olma olasılığı olsa da, baba oğul kalpazanlık ve para üzerinde tahribat yaptıkları gerekçesiyle suçlanırlar.
"Diyojen ve kalpazanlık, hadi canım!" diyesi geliyor insanın.
Ancak yıllar sonra, Anadolu'da yapılan arkeolojik kazılarda, üzerlerinde Diyojen'nin babası Hicesias'ın adı yazılı, dökme demirden tahribata uğramış paralar bulunmuştur. Bu suçlamalar neticesinde Yunanistan'a sürgüne gönderilirler.
Diyojen burada Kinik Okulun, Kinizm'i Antisthenes ile tanışır.
Ve öğrendiği felsefeyi bizzat yaşamaya başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder