30 Kasım 2019 Cumartesi

Veba, Salgınlar Başlamadan 1.000 Yıl Önce de Vardı



Veba, Salgınlar Başlamadan 1.000 Yıl Önce de Vardı


Uygarlığın en yayılımcı katillerinden olan veba, binlerce yıl boyunca insanların bilgisi olmadan onları takip etti.

Vebanın bu 1349’daki tasvirde olduğu gibi, yıkıcı salgınlara sebep olabilmesi için ne oldu? C: Pierart dou Tielt/Wikimedia
Vebaya sebep olan Yersinia Pestis bakterisinin, insanlık tarihi boyunca 200 milyona yakın ölümden (II. Dünya Savaşı’nın zayiatının iki katından daha fazlası) sorumlu olduğu düşünülüyor.
Salgın hastalık olarak bilinen Yersinia pestis’ten ölenlerin sayısı, üç yaygın salgından kaynaklanıyor: 6. yüzyıl Doğu Roma İmparatorluğu’nu talan eden Jüstinyen vebası; 14. yüzyılda Avrupa nüfusunu %40 ile %60’ı arasında öldüren Kara Ölüm (Kara Veba); ve 19. yüzyılın ortasında Çin’de başlayan ve günümüzde dünya çapında binlercesini etkilemeye devam eden Üçüncü Salgın.
Bilim insanları uzun zamandır ölümcül hastalığın, en erken salgın olan Jüstinyen vebasından hemen önce insanlara bulaşmaya başladığını varsaydı.
Ancak son paleogenetik araştırmalar, vebanın bin yıldan daha uzun süredir bizimle olduğunu ortaya koyuyor: bakteriden elde edilen antik DNA, 4.900 yıl kadar eski insan iskeletlerinde bulundu. Bu durum, insanların bir salgın için herhangi bir arkeolojik veya tarihsel olay yaşanmadan en az 3.000 yıl önce vebadan öldüğü ya da hastalığa yakalandığı anlamına geliyor.
Yersinia pestis bakterisi elektron mikrograf taraması. C: NIAID/Flickr
Peki neden bu erken enfeksiyonlar Kara Ölüm gibi yıkıcı salgınlara neden olmadı? Cevap kısmen biyolojik (bakterinin kendisindeki genetik değişimler) ve kısmen de kültürel (hastalığın yayılımını teşvik eden insanların yaşam tarzlarındaki değişimler).
Antik vebanın yeni ispatı
Araştırmacılar antik veba vakalarını belirlemek için bir iskeletin diş özünden antik DNA çıkartır ve Yersinia pestis bakterisinden genetik kod arar. Eğer fosil dişler Yersinia pestis DNA’sı içeriyorsa, kişinin vebadan öldüğünü varsaymak uygun olur.
Çeşitli araştırmalar yaklaşık 5.000 yıl önce (ilk bilinen veba salgınından üç bin yıl daha önce) yaşayan veba kurbanlarını buldu. Patojen antik DNA analizi, Yersinia pestis bakterisinin zaman boyunca nasıl evrimleştiğini ortaya çıkardı.
Elde edilen en eski genomlar, nesli tükenmiş bir soya aitti ve vebayı insanlar için oldukça bulaşıcı kılan bazı mutasyonlardan yoksundu. Örneğin, daha sonra Yersinia pestis suşları, son zamanlarda hastalığın temel taşıyıcıları olan pirelerin etkili bir şekilde enfekte olmasını sağlayan bir gen geliştirdi. Daha eski Yersinia pestis örneklerinde bu gen yoktu.
Fransa’nın Martigues kentinde MÖ 18. yüzyılın başlarından veba kurbanlarının bir toplu mezarı. C: S. Tzortzis.
Şimdiye kadar, bu mutasyonlarla elde edilen en eski veba geni, MÖ 1800 civarına tarihlenerek, Rusya Samarra Vadisi’nde bulundu. Mutasyonlar ayrıca MÖ 950 civarına tarihlenen, Demir Çağı Ermenistan’ından bir iskelette tespit edildi.
Salgınlara ilişkin eski kanıtların olmayışı
Görünüşe göre daha bulaşıcı veba biçimi, yaklaşık olarak 4.000 yıldır insanları etkiliyor.
Fakat Rusya ve Ermenistan’daki topluluklarda, bazı bireylerin oldukça bulaşıcı veba türünden ölmesine rağmen, salgının herhangi bir arkeolojik kanıtına rastlanmadı.
Salgının meydana geldiği muhtemel fakat kanıtlar henüz bulunamadı. Örneğin, eğer gelecek kazılar, bu kültürlerin olağan ölü gömme geleneklerinden farklı olan bir dizi toplu mezar meydana çıkarırsa, bu bir salgınla tutarlı toplumsal bozulmayı gösterebilir.
Pireler Bubonik vebayı yayar ve kemirgenlerin olduğu yerde çoğalma eğilimindedir. C: Ken Gage,
Ya da belki de bakteri suşları, genetik olarak Jüstinyen Vebası’na ve Kara Ölüm’e benzese de, hala tanımlanamayan, başka bir kritik mutasyon yoktu.
Alternatif olarak, enfekte olan insanların davranışları ile ilişkili başka bir açıklama olabilir. Samarra Vadisi ve Ermenistan’ın eski halkları -belki bilmeden- kendilerini vebadan koruyacak şekilde mi yaşadılar?
Veba korunmalarına dair araştırmalar
Araştırmacılar, Demir Çağı Ermenistan ve Samarra Vadisi’ndeki MÖ 1800’lerde yaşayan nüfusların Justinian İmparatorluğu’ndaki insanlardan farklı davranıp davranmadığını araştırarak bunu cevaplamaya karar verdi.
İlk olarak, bir nüfusu bir salgına daha az ya da daha fazla hassas hale getiren koşullar belirlendi. Araştırmacılar virüs öldürücülüğü ile ilişkili olduğu bilinen ve bakterinin ne kadar bulaşıcı olduğuna dair kriterleri belirledi.
Nüfus yoğunluğu önemliydi; enfekte bireylerle temas halinde olan insanların sayısı, hastalığın yayılma oranını etkiliyordu. Ortak yaşam alanları olan kemirgen türlerini destekleyen kalıcı tarımsal yerleşimler besin deposu ve atığı biriktirir. Bu kemirgenler, veba bakterisi barındıran pireler için ideal ev sahipliği yapar.
Bizans İmparatoru Justinian. C: Hein Nouwens
Doğu Asya, vebanın muhtemelen coğrafi kaynağı olduğu için, bölgeyle düzenli ticaret bir diğer faktördü.
Araştırmacılar ayrıca nüfusların atlar ile olan ilişkilerini inceledi. Bazı bilim insanları, atların vebaya karşı doğal bağışıklık taşıdığını (henüz biyolojik olarak test edilmedi) öne sürmüştü. Atlarla düzenli temas, nüfusun hastalığa karşı hassaslılığını azaltabilirdi.
Kültürleri karşılaştırma
Daha sonra arkeolojik ve tarihsel veriler kullanılarak bu altı kriter üzerindeki üç nüfus karşılaştırıldı.
Jüstinyen vebası için, Justinian’ın imparatorluğunun başkenti ve bir salgının merkez üssü olan Konstantinopolis’e odaklanıldı. Konstantinopolis kültürü, salgın için mükemmel bir koşullar yaratmıştı.
500.000’den fazla nüfusuyla ya da dönüm başına 140 kişiyi içeren sıkışık bir kent merkeziydi. Konstantinopolis’in tahıl dahil bütün gıdaları, kemirgenler için ideal üreme alanları yaratarak, çevre alanlardan sevk edildi ve büyük depolarda saklandı. Gelişen ticaret ayrıca daha sonra veba taşıyan pireler olarak tanımlanacak olan ve Hindistan’dan gelen sıçan türlerini (rattus rattus) de içeri soktu.
Bu durumun aksine, Samarra ve Ermenistan’daki yaşam tarzları salgını uzakta tutmuş olabilir.
Bu nüfuslar önemli şekilde Konstantinopolis’in nüfusundan daha fazla hareketli ve daha seyrekti. Samarra nüfusu tarım için küçük bir kanıt taşıyor ve geniş aileler olarak küçük yerlerde iskan ediyorlardı. Bu toplulukların paylaşılmış sürüleri yönetmesi ve karakteristik mezar höyüklerinde at araçlarının bulunması, hayvanların oldukça değerli olduğu izlenimini veriyor.
Yerel güçlerin değişmesinden dolayı, Erken Demir Çağı Ermenistan’ı, göçebe çobanların yanı sıra çiftçilere de ev sahipliği yaptı. Fakat genel olarak arkeologlar, buradaki insanları, Konstantinopolis’in sakinlerinden daha dağınık ve hareketli olduklarını gösteren büyükbaş hayvancılığı uyguladıklarını söylüyor.
Daha az sıkışıklık, yakındaki köylere hastalık bulaştırmayı zorlaştırmış olmalıydı. Konstantinopolis’in aksine Samara’da tarımın olmayışı, insan bağımlı kemirgenlerin barınmasına neden olmadı. Her iki nüfus da potansiyel olarak yüksek oranda attan insanlara yarar sağladı. 
Samara ve Ermenistan zaman zaman veba hastalığından muzdariplerdi ancak toplumlarının yapısı muhtemelen onları Konstantinopolis’teki yıkımın bir benzerinden korudu. 
Hastalık üzerine kültürel yaklaşımlar
Her ne kadar ekonomik ve teknolojik kazançları teşvik etse de, kent gelişimi ve ticaret Konstantinopolis’te bir salgın için ideal ortamlar yarattı. Vebaya karşı hassasiyet bu toplumun yaşam tarzının kasıtsız bir sonucu idi. 
Bu arada, daha önceki kültürlerin, farkında olmadan kendilerini bu hastalık tehdidinden korudukları görünüyor.
Acı gerçek, bir patojeni, olası mutasyonları ya da bir sonraki salgını kontrol etmek imkansız olmasa da oldukça zor olması. Ancak insan davranışlarının hastalığın nasıl yayıldığını ve öldürücülük kazandığını etkilediğini anlamak, gelecek için hazırlığın bilgisini verebilir.

The Conversation. 7 Kasım 2019.

Yaban domuzu av sahnesi ile "küçük av" ın halı halı detayı.



Piazza armerina çiftlik evinin Roma Köşkü

1997 yılından bu yana UNESCO tarafından korunmuş olan villa, Roma senato aristokrasi bir üs, belki de Roma Valisi (praefectus urbi); bazı alimler göre, güzelliği için doğrudan imparatorluk üzerine inşa edilmiş ve yayladağı. Ve karmaşık, Roma ' nın diğer çağdaş ile karşılaştırıldığında temsil evinin en önemli örnekleri biri olarak kabul edilir. Müşterinin yüksek profili, etkileyici bir şekilde, Afrika kültürü tarafından etkilenen, Afrika kültürünün etkisi altında. Halka açık ve özel bir karakter ile birçok ortamda ortaya çıkar.

Uzun bir hikaye
Iv Sn D C ' nin son antik evinin bitkisi, yüzyılın ikinci yarısı arasında bulunan rustik bir villada yükseliyor. C., nokta, ikincisi, 250-280 d ile ilgili bazı seramik ve sikke örnekleri de dahil olmak üzere, 250-280 d ile ilgili bazı seramik ve sikke örnekleri de dahil olmak üzere, 250-280 d ile ilgili bazı seramik ve sikke örnekleri de dahil olmak üzere. Evet..

Ve yüzyılda gerçekleşen, adanın sosyal ve ekonomik takımını değişen, vandallar ve gotik yunan savaşı nedeniyle adanın sosyal ve ekonomik takımını değişen tarihi süreçler sonrasında, villa yapıları belirli bir program tahkimat savunma amaçlı olarak uyum sağlıyor. Kazı kampanyaları sırasında, farklı ortamları desteklemek ve 'bağlı su kemeri' nin hayatta kalan kemerler kapatma tespit edildi. Bu, sonraki yüzyıllar boyunca, daha önce var olan duvarların yok etme ve fonksiyonel değişim süreci, sonraki yüzyıllar boyunca, önceki duvarları yok etme ve işlevsel değişim süreci. Arap işgali (X-Xı Sn) ve norman (Xı-Xıı) ve norman (Xı-Xıı) ve norman (Xı-Xıı) ve norman (Xı-Xıı) ile ilgili oturma odalarının varlığı, 1000 civarında tarihi sel sonrasında ortaya çıkan bir yerleşim iyileşme belirtisi. MS. Ortaçağ köyü, " palàtia " adını kabul edene kadar " palàtia " adını alır. Belki de, Sicilya 'nın en geniş ve dile arasında, 1160-61 yılında ı. William' ın egemenliği sırasında yok edildi ve iki yıl sonra, yeni bir şehir kuruldu. Villa Romana ' nın durduğu siteye ait olan gerçekliğin devamı, hala, yüzyılda, olarak bilinen bir merkezi varlığı ile tespit edilir.

Oblivion karşı yapılan arkeoloji soruşturma
Son antik villa tarafından işgal edilen site etrafındaki tarihi ifadeler, artış, zamanla, yüzyılın başlarında, kalıntıları keşfeden pek çok bilim adamı, daha sonra da yüzyılın başlarında, biagio tempo ve Paolo Orsi, 50 ' ler ile 60 yüzyılın başlangıcı arasında önemli kazı kampanyasına ulaşmak için, daha sonra da bulunan mozaik yaygın olarak bulundu.

Bu kompozisyon zenginliğin keşfi, koruma sorununu ortaya koyuyor, mimar franco minişi tarafından önerilen, lamine plastik malzeme ile yapılan yapıların tasarımı ve uygulama ile çözüldü, yenilikçi ve işlevsel olarak kabul edilen bir çözüm ile devam ediyor. Zaman, 1941 'de piero gazzola tarafından ev sınıfının daha ileri ve sistemli kazı kampanyaları için uygulanan müdahale, sonraki on yıllarda gerçekleşti, son yıllarda, Villa' nın yakınında uzun bir ortaçağ yerleşim kalıntıları ışık. Yapıları.

Yeni bir yüz
2006 yılından bu yana site, yüksek komisyon üyesi vittorio sgarbi tarafından takip edilen ve Avrupa Birliği fonları ile Avrupa Birliği fonları ile Avrupa Birliği fonları ile Avrupa Birliği Fonu tarafından uygulanan programlı bir iyileşme müdahalesi konusu haline geldi. . Müdahale, yaklaşık 3000 M2 'lik yüzey yüzeyler ve OPUS SECTİLE' de yanı sıra çok sayıda renkli duvar resimlerinin yanı sıra, hacim ve malzeme seçimlerinin yeniden yeniden, bu rezidans daha iyi koruma ve keyif elde etmek için kabul edilmiştir. , Akdeniz 'de antik çağ' ın en prestijli muazzam biri olarak kabul edildi.

Kaynak: Arkeoloji Parkı meydanı armerina - enna
http://www.villaromanadelcasale.it/la-villa-romana-del-casale/la-villa/introduzione/

Perseus (Antik Yunan: Perseus),

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi

Perseus Perseus

Perseus (Antik Yunan: Perseus), Zeus Kralı 'nın oğlu ve argo, Argo Acrisius' un kızı. Anne aracılığıyla lynceus ve ipermestra ' dan, Mısır ' dan ve Mısır ' dan gelir.

Perseus, özellikle gorgon medusa ' nın öldürülmesi, sonra gelini, bir deniz canavarı ' ndan ve tiryns ' in kralı olduğu için, Argo ' nun tahtını terk ettikten sonra, ' in ve mycenae ' in, Şehri ' nin lehine, Kendini kurdu.

Eşi Andromeda (onun varisi ve Hercules ' in dedesi) ve amphimachus (İcarius ' un annesi ve penelope ' un annesi) ve penelope (İcarius ' un annesi) de dahil olmak üzere birçok çocuk sahibi oldu.

Perseus, Perseus 'un dedesi ve argo kralı, Krallığı' nın kaderi için korktu, çünkü, karısının sadece bir kadın kızı,, erkek varis olmadığı için, kim tarafından yönetilen egemen unvanını kim yayın bilmiyor. Şehrinin Kaderini öğrenmek isteyen, oracle nasıl çocuk sahibi olabileceğini sordu. Tanrı, kızı danae ' nin onu öldürecek bir oğlu olacağını söyledi. En büyük cesaret ve hatta terör bile, kızını iyi korunmuş bir kuleye kapattı, bronz kapılar ile köpeklere bakar.

Bu şekilde korkacak bir şey olmadığını düşündü, ama yanılıyor; kaderi zaten tanrılar tarafından kuruldu. Aslında, bu önlemler rağmen, danae bir erkek çocuk yaptı. Bazıları bu çocuğun, Acrisius ' un kardeşi Preto ' un eseri olduğunu iddia ediyor ve burada iki kardeş arasındaki anlaşmazlığı kaynağını aramak olduğunu iddia ediyor; ama en çok, ' aynı zeus olduğu söylendi, ki bu da, Altın yağmura dönüştü, çatı çatlak içine girdi ve kızın sevgisini elde ettim. Onun, hemşire birlikte hapiste kilitli, oğlunu birkaç ay boyunca gizlice alabilir. Ancak bir gün, çocuk, oyun, bir çığlık attı ve acrisius, bu gizemli doğumdan kimin sorumlu olduğunu bilmeden, kardeş preto ' nın kızını bir kez daha baştan baştan düşündü. Danae, çocuğun babasının bir ölümlü olmadığını ısrar etti, ama acrisius onlara iman etmedi ve Oracle 'ın vahiy korkmuş, hemşirenin öldürülmesi ile başladı ve danae' yi ve oğlunu koyduğu ahşap bir sandık içine kapattı. Gemide başıboş kaldı.

Sandık, anne ve çocukla birlikte rastgele yelken açıldı ve seriphos adasının kıyısında atıldı. Tekne, adanın zorba kardeşi ditti adında bir balıkçı tarafından durdu. Sandığı görünce ve içinde değerli bir şey olduğuna inanmak, onu riva ' ya götürdü. Apertala, danae ve Perseus ' u mucizevi bir şekilde hayatta buldu. Balıkçı, güçleri geri devam yardım etti ve kralın huzurunda onlara misafirperverlik teklif etti.

Yıllar geçti ve anne sevgisi ile çevrili perseus, güçlü ve cesur bir genç haline geldi. Olgunluk, daha da güzel hale gelen danae, onu onunla evlenmeye ikna etmek için her türlü yol arayan kral polydectes ' un isteklerine karşı çıktı; ama tek düşüncesi oğlu perseus olan o, sevgisini aşk.

Böylece polydectes, Perseus 'u kurnaz bir plan ile yok etmeyi düşündü : Krallığın iyiliği için resmediliyor ile düğüne arzu söyledi ve komşu arkadaşları ve aynı perseus' u bir araya getirdi ve düğün niyetlerini ve kiliseler herkese bir hediye olarak açıkladı: Herkes bir at ister. Perseus, ona verecek hiçbir şeyi olmadığı için utanç verici, eğer kral, artık annesi danae ' yi zarar, ona her istediğini vereceğini söyledi. Polydectes, ondan kurtulmak için çok mutlu oldu. Üç Gorgon 'dan biri olan Medusa' nın başına bir düğün hediyesi olarak sahip olma süslü dile getirdi

Medusa ' ya ulaşmak için Perseus ' un üç şey alması gerekiyordu: Büyük hızda hareket etmek için kanatlı sandalet, kesik kafa ve Hades ' in (kune) kaskı, bu arada atena ' in ona sağladığı. Ayna gibi parlak bir kalkan ile, kahramanın medusa ' yı sadece yansıma izlemek için tavsiye ederim. Ermes ona bir elmas bir çekiç verdi ve bu da kahramanın canavarın başını kafasını. Bu nesneler, Medusa 'nın kız kardeşleri graeae bilinen bir yerde yaşayan styx perileri tarafından muhafaza edildi : zaten yıpranmış ve buruşuk, Üç', ama sadece bir gözü ve bir dişleri vardı, ve yaşadılar. Atlas tarafından korunmuş bir sarayda.

Perseus onlara ulaştığında, bu iki hayati aracı takas anı bekliyordu ve ikisini de çaldı, Böylece ', organları olmadan kendilerini büyük bir zorluk içinde buldu ve Perseus ' un önerdiği takası kabul etti: Eğer olsaydı parayı geri verir. Perileri nerede ikamet ettiğini gösterdi.

Göz ve dişini graeae ' a yapmayı reddeden ve periler sandalet, çanta ve kaskı teslim ettiğinde perseus, kuzeyde yaşayan bir nüfus olan hyperboreans ülkesine doğru yola çıktı. O yer en büyük yalnızlık ve en derin üzüntü ile egemen görünüyordu: Toprak, otlar, gökyüzü ve doğa genel olarak gri ve sol bir renge sahip. Medusa ' ya varmak için kullanılan orman taşlaşmış ve erkek ve kadınları farklı davranışlar içinde temsil eden garip renkli heykeller ile. Perseus, bunların heykel değil, Medusa ' nın yüzüne bakma talihsizlik yaşayan varlıklar olduğunu hemen fark etti.

Hades ' in miğferi sayesinde görünmez olmak, geriye doğru yürümeye devam etti, Atina ' nın desteklediği Kalkan ' a bakmak için canavar ' a yeterince yakın olduğunda, parçalanmış boynunu kesti. Medusa ' nın kanatlı bir at, pegaso ve dev bir dev, chrysaor perseus ağır başını kaldırıp torbaya koydu, daha sonra sol yerden mümkün olduğunca hızlı gitmek için kanatlı sandal birlikte durdu. Perseus aynı zamanda büyülü özellikleri olan Medusa ' nın döküm kanını da topladı: Sol damardan atılan şey ölümcül bir zehir iken, sağ damar tarafından atılan, bir curl, bir saç curl, Saldırgan bir orduya gösterilen, onu yenmek için gücü vardı




Syracuse ' un decadrammo (MÖ 480-470)


Fotoğraf açıklaması yok.

Syracuse ' un decadrammo (MÖ 480-470). Genellikle yüksek değer ödemeleri için olağanüstü nominal. Syracuse ' da, Atina ' da olduğu gibi, sadece özel günlerde basılan: Atina ' da, Persler ' e karşı zaferin ardından, Syracuse ' da, Savaşı ' ndan

Roma bugün doğdu. Oggi nasceva Roma.











İtalik bozuk para, Roma 'nın kurdu' nu ezen boğa ile, sosyal bellum (MÖ 90-88 ca).

Fotoğraf açıklaması yok.

Çin biblo (muhtemelen chow chow). Han Hanedanı (206 A.c.-220 DC)

Fotoğraf açıklaması yok.

çin aslanı chow chow ile ilgili görsel sonucu

çin aslanı chow chow ile ilgili görsel sonucu




Bir köpek temsil eden Çin biblo (muhtemelen chow chow). Han Hanedanı (206 A.c.-220 DC) sırasında yapıldı

Parion Antik Kenti'nde 1800 yıllık "Paris" resimli sikke bulundu














Çanakkale'nin Biga ilçesi Kemer köyü yakınındaki Parion Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarında, Troya Savaşı'nı başlatan ve şehrin kurucusu kabul edilen Paris’in resminin yer aldığı 1800 yıllık sikke bulundu.


Parion Antik Kenti'nde 1800 yıllık "Paris" resimli sikke bulundu
2 bin 700 yıllık geçmişe sahip Parion Antik Kenti'nde 15 yıldır süren kazılarda ilk kez, üzerinde Parion'un kurucusu olduğu kabul edilen ve Troya Savaşı'nı başlatan "Paris"in resminin yer aldığı 1800 yıllık sikke gün ışığına çıkarıldı.

Çanakkale'nin Biga ilçesi Kemer köyü yakınındaki antik dönemin önemli liman kenti Parion'da 15 yıldır devam eden arkeolojik kazılarda, şehrin kurucusu kabul edilen "Paris"in resminin yer aldığı 1800 yıllık sikke bulundu.
Bölgenin 2 bin 700 yıllık geçmişine ışık tutan Parion Antik Kenti'nde, kazıların Kültür ve Turizm Bakanlığınca yılın 12 ayına çıkarılmasıyla çalışmalar sürüyor.
Kazı Heyeti Başkanı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının izin ve desteği, ana sponsor İÇDAŞ AŞ'nin sağladığı imkanlar ile kazılara devam ettiklerini söyledi.
Bakanlığın kazıların sürekliliğiyle ilgili kararının ardından Parion'da çalışmaya 5 Nisan'da başladıklarını belirten Keleş, "Şu anda belki de bölgede en geniş katılımlı ekiple 11 sektörde çalışıyoruz. Bunlardan tabii en önemlileri odeon, tiyatro ve Roma hamamı sektörleri. Bunun dışında kentin güney nekropolünde daha çok restorasyon amaçlı çalışmalar gerçekleştirdik." dedi.
Bu yıl çok önemli buluntulara ulaştıklarını anlatan Keleş, şöyle konuştu:
"Kentin antik dokusu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı ama sadece kazı yapmıyoruz, mesela kentin önemli domestik yapılarından biri olan odeona gittiğimiz zaman arkadaşlarımız mimarisinin nasıl olduğu noktasında da titiz ve yorucu çalışmalar gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu buluntularla arkeolojik yapının ortaya çıkmasıyla beraber kentin algılanabilirliği gün geçtikçe artıyor. Parion tabii Roma döneminde son derece önemli bir koloni kenti. Bundan dolayı Roma tarafından ciddi önem verilen bir kent. Bunu belgeleyecek, bazıları nümizmatik olan buluntulara ulaştık."
Keleş, Paris'in burada yaşadığı, gençliğini burada geçirdiğinin bir belgesi olarak ellerinde sikke mevcut olduğunu aktararak, "Bunların üzerinde Paris'in resmi var. Bu sikkelerden dünyanın çeşitli büyük kataloglarında görüyoruz ama burada ele geçmesi bunların tamamının Parion'da basıldığını, buranın sikkesi olduğunu bize kanıtlıyor. Bu neden önemli? Çünkü Troya Savaşı'nı başlatan Paris, bazı antik kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre yetişmesi için Parion'a gönderiliyor. Ele geçen bu sikke de bunun bir kanıtı. Bu anlamda son derece önemli." ifadesini kullandı
Murat Yüksel   | Fotoğraf: Murat Yüksel/AA
29.11.2019








29 Kasım 2019 Cuma

Parion'da üzerinde Paris tasviri bulunan 1800 yıllık sikke bulundu













Parion'da üzerinde Paris tasviri bulunan 1800 yıllık sikke bulundu

Parion'da üzerinde Paris tasviri bulunan 1800 yıllık sikke bulundu


Paris'in kenti anlamına geldiği belirtilen Çanakkale'nin Biga ilçesi Kemer köyü yakınındaki Parion antik kentindeKİ arkeoloji kazılarında, şehrin kurucusu kabul edilen Paris'in resminin yer aldığı 1800 yıllık sikke bulundu.
Çanakkale'nin Biga ilçesi Kemer köyü yakınındaki antik dönemin önemli liman kenti Parion'da 15 yıldır devam eden arkeolojik kazılarda, şehrin kurucusu kabul edilen "Paris"in resminin yer aldığı 1800 yıllık sikke bulundu.
Parion Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş,  "Şu anda belki de bölgede en geniş katılımlı ekiple 11 sektörde çalışıyoruz. Bunlardan tabii en önemlileri odeon, tiyatro ve Roma hamamı sektörleri. Bunun dışında kentin güney nekropolünde daha çok restorasyon amaçlı çalışmalar gerçekleştirdik." dedi.
Paris, antik kaynaklara göre yetişmesi için Parion'a gönderilmişti


Bu yıl çok önemli buluntulara ulaştıklarını anlatan Keleş, şöyle konuştu:

"Kentin antik dokusu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı ama sadece kazı yapmıyoruz, mesela kentin önemli domestik yapılarından biri olan odeona gittiğimiz zaman arkadaşlarımız mimarisinin nasıl olduğu noktasında da titiz ve yorucu çalışmalar gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu buluntularla arkeolojik yapının ortaya çıkmasıyla beraber kentin algılanabilirliği gün geçtikçe artıyor. Parion tabii Roma döneminde son derece önemli bir koloni kenti. Bundan dolayı Roma tarafından ciddi önem verilen bir kent. Bunu belgeleyecek, bazıları nümizmatik olan buluntulara ulaştık."

Keleş, Paris'in burada yaşadığı, gençliğini burada geçirdiğinin bir belgesi olarak ellerinde sikke mevcut olduğunu aktararak, "Bunların üzerinde Paris'in resmi var. Bu sikkelerden dünyanın çeşitli büyük kataloglarında görüyoruz ama burada ele geçmesi bunların tamamının Parion'da basıldığını, buranın sikkesi olduğunu bize kanıtlıyor. Bu neden önemli? Çünkü Troya Savaşı'nı başlatan Paris, bazı antik kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre yetişmesi için Parion'a gönderiliyor. Ele geçen bu sikke de bunun bir kanıtı. Bu anlamda son derece önemli." ifadesini kullandı.

Antik kentin isminin kaynağıyla ilgili güçlü bir kanıt


Keleş, Parion Antik Kenti'nin isminin nereden geldiğinin hep bir tartışma konusu olduğunu belirtti.

Bir rivayete göre, Parion'un "Paris'in kenti" anlamına geldiğine değinen Keleş, "Bu hep bir söylenti olarak kalmıştı ama bu sene ele geçen sikke bize bunun doğru olabileceğini kanıtlıyor. Bu sikke bize Paris'in burada yaşadığı ve kente adını vermiş olabileceği noktasında ciddi bir veri sağlıyor, bu da bizim için son derece önemli. Yani burası aslında Paris'in kenti diyebiliriz. Parion'un Paris'in doğup büyüdüğü bir kent olduğunu söyleyebiliriz." diye konuştu.
Prof. Dr. Keleş, İmparator Gallienus dönemi milattan sonra 3'üncü yüzyıldan kalma sikkenin, Romalılar tarafından kentin kurucusunun Paris olarak kabul edildiğini ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.
Murat Yüksel - AA