9 Kasım 2019 Cumartesi

En Eski Veba Genomu Çözüldü




Rusya, Samara bölgesinde iki veba kurbanının tek mezara gömülmesi.
C: V.V. Kondrashin ve V.A. Tsybin; Spyrou ve ark. 2018. Hıyarcıklı vebanın kökeninin Tunç Çağı’na dayandığını gösteren 3.800 yıllık iki Y. pestis genomunun analizi. Nature Communications.

En Eski Veba Genomu Çözüldü

Uluslararası bir ekip, hıyarcıklı vebanın kökeninin Tunç Çağı’na dayandığını gösteren 3.800 yıllık iki Y. pestis genomunu analiz etti. Araştırma, bu suşun hıyarcıklı vebayla karakterize olduğu düşünülen ölümcüllük faktörleri içeren, bugüne kadar dizilenmiş en eski suş olduğunu ve Kara Ölüm’le sonuçlanan suşun kökeninin buna dayandığını gösterdi

Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü tarafından yönetilen uluslararası bir araştırma ekibi, hıyarcıklı vebanın kökeninin Tunç Çağı’na dayandığını gösteren 3.800 yıllık iki Y. pestis genomunu analiz etti. Araştırmacılar tarafından saptanan suş Rusya’nın Samara bölgesinde tek mezara gömülmüş her ikisi de öldüklerinde bakterinin aynı suşuna sahip olan iki insana ait kalıntılardan elde edildi. Natural Communications dergisinde yayımlanan araştırma bu suşun hıyarcıklı vebayla karakterize olduğu düşünülen ölümcüllük faktörleri içeren, bugüne kadar dizilenmiş en eski olduğunu, ayrıca Jüstinyen Vebası’na, Kara Ölüm’e ve Çin’deki 19. yüzyıl salgınlarına yol açmış suşun da atası olduğunu gösteriyor.
Yersinis pestis bakterisinin yol açtığı veba, Jüstinyen Vebası, Kara Ölüm ve 1800’lerin sonlarında tüm Çin’i kırıp geçiren büyük çaplı bulaşıcı hastalıklar da dâhil olmak üzere dünyanın en ölümcül salgınlarının sebebiydi. Hastalık günümüzde de dünya çapında etkisini sürdürüyor. Tarihsel ve modern önemine rağmen, bu hastalığın kökeni ve yaşı tam olarak kavranabilmiş değil. Özellikle de Y. pestis’in ona kolonileşme ve pire vektörüyle yayılma imkânı sağlayan öldürücülük profilini tam olarak nerede ve ne zaman kazandığı bilinmezliğini koruyordu.
Antik Y. pestis genomları üzerine yapılan güncel çalışmalar bu bakterinin bilinen en erken varyantlarını saptamış ve bunların Geç Neolitik ve Erken Tunç Çağı’na dayandığını belirlemişti, ancak bu genomlar vebayı özellikle etkili kılan diğer bir deyişle hastalığın memelilere taşınmasında temel vektör olan pirelerde hayatta kalabilme adaptasyonu sağladığı düşünülen genetik imzaları taşımıyordu. Bu araştırmada hedef Tunç Çağı’na tarihlendirilen daha fazla Y. pestis genomu incelemek böylelikle bu önemli adaptasyonların nerede ve ne zaman ortaya çıktığını belirleyebilmekti.
İki veba kurbanının birlikte gömüldüğü 3.800 yıllık mezar bugüne kadar rastlanan en eski hıyarcıklı veba genomunu taşıyor.
Çalışma süresince, araştırmacılar Rusya’daki kazı alanında yer alan mezarlardan alınan dokuz ayrı bireye ait kalıntıları analiz etti. Bireylerden ikisi tek bir mezara gömülmüştü ve yaklaşık 3.800 yaşında oldukları belirlendi. İnsan DNA’sı üzerine yapılan analiz bireylerin muhtemelen Samara bölgesi Srubnaya kültüründen olduklarını gösterdi ki bu da arkeolojik delillerle uyuşuyor. Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü’nden Kirsten Bos durumu, “Her iki birey de Y.pestis’in aynı suşusunu taşıyor gibi gözüküyor. Bu suşu hastalığın hıyarcıklı veba formunu alması için gereken tüm genetik bileşenleri taşıyor. Dolayısıyla bugün bildiğimiz yayılma potansiyeliyle veba, sandığımızdan çok daha öncesinde de vardı” diyerek yorumluyor.
Araştırmacılar yaklaşık 4,000 yıllık olduğu belirlenen bu yeni saptanmış bakteri soyunun yaşını hesaplayabilmek için daha önce dizilenmiş Y. pestis suşularıyla yapılan kombinasyonlardan alınan bilgileri kullandı. Hesaplamalar sonucunda, hıyarcıklı vebanın kökeninin öngörüldüğünden 1000 yıl daha geriye dayandığı ortaya çıktı. Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü’nden araştırma başyazarı Maria Spyrou, “Yaklaşık 4.000 yıl öncesine dayanan elimizdeki bu Y. pestis vebanın pire yoluyla kemirgenlere, insanlara ve memelilere yayılması için gerekli tüm genetik karakteristiklere sahipti” diyor.
İnsanlık tarihinin en ölümcül hastalıklarından biri olan vebanın evriminin erken evreleri
Daha önceki çalışmalar Tunç Çağı sırasında Avrasya boyunca var olan tek bir Y. pestis soyu saptamış olsa da, güncel çalışmalar eş zamanlı olarak dolaşım yapan en az iki bakteri soyu olduğunu ve bunların farklı yayılım ve ölümcüllük özellikleri taşımış olabileceğini gösteriyor. Max Planck İnsan Tarihi Bilimi Enstitüsü’nden yazar Johannes Krause, “Bu soyların insan popülasyonlarında eşit düzeyde yaygın olup olmadığı ve insan faaliyetlerinin bunların yayılmasında ne derece etkili olduğu cevaplanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulan sorular. Tunç Çağı ve Demir Çağı’na ait daha fazla veba genomunun incelenmesi insanlık tarihinin en korkunç hastalıklarından biri olan vebanın ölümcüllüğünü ve yayılışını tetikleyen kilit olayların belirlenmesinde yardımcı olabilir” diyor.

Science Daily. 8 Haziran 2018.
Makale: Maria A. Spyrou, Rezeda I. Tukhbatova, Chuan-Chao Wang, Aida Andrades Valtueña, Aditya K. Lankapalli, Vitaly V. Kondrashin, Victor A. Tsybin, Aleksandr Khokhlov, Denise Kühnert, Alexander Herbig, Kirsten I. Bos, Johannes Krause. Analysis of 3800-year-old Yersinia pestis genomes suggests Bronze Age origin for bubonic plague. Nature Communications, 2018; 9

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder